Saklambaç bitti

 

 

 

Hepimiz maske takıyoruz. Bu hayatta kalmanın yolu, insanlığın en önemli buluşlarından biri, yeniden canımız yansın istemiyoruz. Acıdan korunmak için geliştirdiğimiz bir savunma mekanizması. Maskelerimiz, zırhımız, kalkanımız. Ama zamanla, bu maskeler artık bize hizmet etmeyi bırakıyor ve bizi boğmaya başlıyor.

Bir oyun oynayalım mı? Diyelim ki yüzünüzde bir maske var. Yüzünüze yapıştırılmış gibi sıkıca sarıyor, nefes alacak yer yok. Aynaya bakıyorsunuz ve yüz ifadenizi değiştiriyorsunuz; mutlu, üzgün ya da öfkeli olmaya çalışıyorsunuz. Ama maskede değişmiyor bir şey yok. Hep aynı, donuk yüz size bakıyor.

Sinir bozucu, değil mi?

İşte duygusal maskeler de bundan çok farklı değil. Gerçek benliğimizi gizler, hislerimizi bastırır ve başkalarıyla olan bağlarımızı sınırlandırır. Zamanla, bu maskeler hayatı dolu dolu yaşamamızı engeller.

Geçmişteki yaralarımız tetiklendiğinde hissettiğimiz acıdan korunmak için geliştirdiğimiz otomatik tepkilere dönüşür maskelerimiz. Bizi, geçmişin filtresinden hayatı deneyimlemeye devam ettirerek sınırlar. Yeni deneyimlere kucak açmak yerine, aynı kalıpları tekrar eder dururuz. Tehdit diye düşündüğümüz her şeye maske takarız, nüansları kaçırırız, aslında bazı anlarda sandığımız gibi tehdit olmadığını farketmeyiz. Bu hem yorucu hem de çok sıkıcı.

Peki, saklanmayı nasıl bırakırız, bırakabilir miyiz?

Lise Bourbeau, Kendiniz Olmanızı Engelleyen Beş Yara adlı kitabında, özellikle çocukluk döneminde yaşadığımız beş temel duygusal yarayı ve bunlara karşı geliştirdiğimiz maskeleri anlatıyor. Ancak bu maskeler zamanla bizi korumaktan çok hapsetmeye başlıyor. Bu yaralar, maskeleri ve iyileşme yolları şöyle:

  1. Reddedilme – Maske: İçine Kapanma

Bu yara, genellikle bir ebeveyn ya da yakın tarafından reddedilme hissiyle oluşur. “İçine kapanma” maskesi, insanları duygusal ya da fiziksel olarak geri çekilmeye iter.

Maskenin işaretleri: Sosyal durumlardan kaçınma, kendini sabote etme, ihtiyaçlarını ifade edememe, fark edilmekten korkma.

Şifa ipuçları:

  • Hayatınızda reddedilme korkusunun nerelerde ortaya çıktığını fark edin.
  • Kendinizi, dış onaydan bağımsız olarak kabul etmeyi öğrenin.
  • Güvenli ilişkilerde yavaş yavaş açılmayı deneyin.
  1. Terk Edilme – Maske: Bağımlılık  

Bu yara, bir çocuğun duygusal ya da fiziksel olarak terk edildiğini hissetmesiyle oluşur. “Bağımlılık” maskesi, yalnız kalma korkusuna, başkalarına aşırı bağımlılığa ve sürekli onay ihtiyacına yol açar.

Maskenin işaretleri: Yalnızlık korkusu, başkalarına bağımlılık, onay arayışı, tek başına karar vermekte zorlanma.

Şifa ipuçları:

  • Kendi başınıza vakit geçirmekten keyif almayı öğrenin.
  • İçsel çocuğunuza sevgi ve şefkat gösterin.
  • Başkalarına aşırı bağımlılığı önlemek için sınırlar koyun.
  1. Aşağılanma – Maske: Mazohizm

Bu yara, ihtiyaçlarının küçümsendiği ya da alay konusu edildiği durumlarla bağlantılıdır. Utanç duygusu temeldir. “Mazohizm” maskesi, kendini feda etmeyi, başkalarını önceliklendirmeyi ve kendi ihtiyaçlarını ihmal etmeyi beraberinde getirir.

Maskenin işaretleri: Sürekli özür dileme, insanları memnun etme, kendini ihmal etme, keyiften kaçınma, aldığın kararlarla özgürlüğünü kısıtlama

Şifa ipuçları:

  • Kendinize şefkat gösterin ve algıladığınız kusurlarınız için kendinizi affedin.
  • Kendi ihtiyaçlarınıza öncelik vermek için sınırlar koyun.
  • Size keyif veren aktivitelerle meşgul olun ve bunları hak ettiğinizi hatırlayın.
  1. İhanet – Maske: Kontrolcülük

Bu yara, bir ebeveynin verdiği sözleri tutmadığında hissedilen ihanetle oluşur. “Kontrolcülük” maskesi, güvensizlik ve kontrol ihtiyacına yol açar. Ki gözlemlediğim kontrol etme isteği çok güçlü olsa da, derinlerde kontrol edilme isteği yatmakta.

Maskenin işaretleri: Aşırı kontrol, sabırsızlık, başkalarına güvensizlik, kırılganlık korkusu.

Şifa ipuçları:

  • Görevleri ufak ufak başkalarına devrederek güvenmeyi öğrenin.
  • İhanet korkunuzun kökenini keşfedin ve bu duygularla yüzleşin.
  • Her şeyi kontrol edemeyeceğinizi kabul edin ve belirsizliği kucaklayın.
  1. Adaletsizlik – Maske: Mükemmeliyetçilik

Bu yara, haksız muamele gördüğünüzde ya da imkansız standartlara uymak zorunda hissettiğinizde oluşur. “Mükemmeliyetçilik” maskesi, kusursuzluk için çabalamayı ve duyguları bastırmayı beraberinde getirir.

Maskenin işaretleri: Aşırı çalışma, kendini eleştirme, duygusal kırılganlığı ifade edememe.

Şifa ipuçları:

  • Hataları büyüme fırsatları olarak görün.
  • Duygularınızı ifade etmeyi deneyin, başlangıçta rahatsız edici olsa bile.
  • Olduğunuz halinizle yeterli olduğunuzu kabul edin.

Hepimiz bu maskeleri takıyoruz. Bazılarını daha sık, ki sık taktığımız maskeler, zaman ve ortam içinde değişebiliyor. Önemli olan, onları taktığımızı fark etmek ve kendimize şu soruları sormak: “Ne saklıyorum? Kendimi neden koruyorum? Maske takmadan kalabilir miyim? Kalırsam ne hissederim?” 

Zamanla bu farkındalık bizi özgürleştirecek ve maskelerimizle aramıza mesafe koyacaktır. Maskelerimizi takmamaya, güvende hissettiğimiz ilişkilerde, ufak ufak başlayabiliriz, bakarız nasıl hissediyoruz?

Günlük tutmak, meditasyon, sanat terapisi ve yoga gibi yöntemler, içsel çocuğunuzla bağ kurmanıza, acı çeken parçanızı dinlemenize ve şefkatle büyütmenize yardım edecektir.

Oyun ile başladık, oyun ile bitirelim. Yüzünüze adeta yapışmış gibi sıkı sıkı saran maskeyi hayal edin yeniden. Şimdi aynanın karşısında maskeyi parçalayarak çıkardığınızı düşünün. Maske yok artık. Yüzünüzün havayla temasını hissedin, derin bir nefes alın ve ağızdan, güçlü bir şekilde verin nefesi.

İşte bu: özgür, rahat, güvenli ve otantik!

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.